Page 89 - 8. sinif Turkce
P. 89
8 SINIF Test - 20
7. Bazı şiirlerde, içinde bulunduğu ruh hâlinden dolayı hayatın olağan akışında gerçekleşen bir olayı veya bir gerçeği
bile kabullenmekte veya anlamakta şairin zorlandığı görülür.
Aşağıdaki dizelerden hangisi bahsedilen türde bir şiirden alınmış olabilir?
A) Anne, bahar geliyor uyansana B) Ayva sarı nar kırmızı sonbahar
Çık altın eşikte bekle beni Her yıl biraz daha benimsediğim
En güzel tılsımları buldum sana Ne dönüp duruyor havada kuşlar
Koklayabilmek için nefesini Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar
C) Bu bahar havası, bu bahçe D) Sarı bir zambak açtı
Havuzda su şırıl şırıldır Karanlığın bahçesinde pencerem
Zıpzıplarım pırıl pırıldır Geceyi odamda geçirmek için
Ne güzel dönüyor çemberim Bir ağaç cama vuruyor
Hiç bitmese horoz şekerim
8. Roman, mümkün olduğunca sade olmalı, diyorlar. Sormak isterim, yaşarken hayatı sadeleştirebiliyor muyuz? Başı-
mıza gelenleri kısaltabiliyor muyuz? Hayır! Günbegün yaşamak ve her anında biz olmak zorundayız. Bana göre ro-
man; bir göz boyama değil, gerçek hayatın ta kendisi olmalı, ayrıntıları yansıtmalı. Kurmaca olanı değil bizi anlatmalı.
Sabahtan akşama kadar ne çok şey geçiyor aklımızdan. Geri sarıp da onları düşünmemişiz gibi yapabilir miyiz?
Bu sözleri söyleyen birinin aşağıdaki metinlerden hangisini beğenmesi beklenir?
A) Adam köpeğinin dalgınlığının sebebini merak ediyordu. Usulca yanına yaklaştı, eğilip başını okşadı. Köpek
ilgiden hoşlanmış olacak ki birden sahibinin boynuna atılmak geldi içinden. Nasıl karşılık göreceğini bilemediği
için bunu yapmaktan vazgeçti.
B) Akvaryumda balık beslemeyi çok seviyordu Güliz. Babası onun bu isteğini kırmayarak iki tane balık aldı. Ba-
lıklar sevinç içinde akvaryumda bir o yana bir bu yana koşuyorlardı. Âdeta Güliz’e, “Sen de gel!” diyordu bir
tanesi. Neredeyse akvaryumun içine kendisi de girip koşuşacaktı bu minik arkadaşlarla.
C) Oturdular. Neriman’ın buraya üçüncü gelişiydi. Her seferinde burayı biraz daha beğeniyordu. Her şey temiz,
her şey güzel. Zevkli bir kadın eliyle döşenmiş küçük bir ev odası gibi. Ve baş başa konuşmaya müsait! Pas-
tacı, muhallebici gibi yerleri daima dükkân fikriyle beraber düşünmeye alışmış Neriman için, bu mahrem küçük
salon yepyeni bir şeydi.
D) Rüyasında bir güler yüzlü çocuk gördü Mesut. Çocuk: “Yarın öğle vakti Beyazıt Meydanı’na gel, seni orada
bekleyeceğim, derdinin dermanı bendedir.” dedi. Ter içinde yataktan kalkar kalkmaz giyindi Mesut, öğleye
yaklaşmıştı vakit. Gördüğü rüyanın tesirindeydi, hemen meydana doğru yürüdü.
AD SOYAD >> Soru A B C D Soru A B C D Soru A B C D Soru A B C D
Ö.No 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 6 11 16
105757
2 7 12 17
3 8 13 18
4 9 14 19
5 10 15 20
Türkçenin 88 Maksimumu