Page 104 - ATA YAYINCILIK Lgs Max 5'li Deneme
P. 104

8. Sınıf Türkçe                                                                           Deneme Sınavı - 3


           9.   Bilim, sanat, kültür ve başka konularda bilgi vermek, bir düşünceyi ortaya koymak ya da savunmak amacıyla hazır-
                lanan, yazarın kişisel görüşlerini de yansıttığı, gazete ve dergilerde yayımlanan yazılara “makale” denir.
                Buna göre aşağıdaki parçalardan hangisi makale türündeki bir metinden alınmıştır?

                A)   Orhun harfleriyle yazılan yazıtlardan 13. yüzyıl Moğol tarihçisi Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihan Güşa adlı
                   yapıtında söz etmişti. Çin kaynakları da yazıtların dikilişini bildirmekteydi. Yine de bu durum 18 ve 19. yüzyıllara
                   kadar bilim dünyasının bilinmeyeni olarak kalmalarına engel olamadı. İlk olarak Rus Çarı 1. Petro’nun emriyle
                   Sibirya’nın bitki örtüsünü incelemek için  görevlendirilen  bitki bilimci ve kendisine rehber olarak verilen İsveçli
                   tutsak subay 1721 yılında Güney Sibirya’da Yenisey Irmağı’nın yukarı mecrasında bu yazı ile yazılmış ve Kırgız-
                   lara ait oldukları düşünülen mezar taşlarını içeren Yenisey Yazıtlarından bir tanesini keşfetti.
                B)   Hekimsiz grip tedavisi malum: İlaç aldıktan sonra muhafazalı bir odada yatağa girmek; battaniye, kilim, palto eli-
                   ne ne geçerse üst üste yığarak bol bol terlemek. Ancak terledikten sonra katiyen kendini üşütmemek... Terlemek
                   kolay fakat terledikten sona üşütmemek evinden uzakta hastalanan insan için sıçradıktan sonra ayağını basa-
                   mamak gibi âdeta fizik imkânları dışında bir şey. Yatağa yatarken kendi kendime şöyle telkinlerde bulunuyorum:
                   “Bana bak, naz sırası değil... Yabancı bir yerde haftalarca yatıp kalmak hatta belki de hiç kalkmamak tehlikesini
                   düşün ve ona göre kendine dikkat et... Kaç gündür gözünle görüyorsun... Herkes hastalanıyor.”
                C)   Çocukluğum bir asker doktoru olan babamın peşinde küçük Anadolu şehirlerinde geçmiştir. Mektebi sevmez-
                   dim. Dersten kaçarak bahçenin bir köşesindeki cami tabutluğunda saatlerce tek başıma oturduğum, teneşirler
                   üstüne kurşun kalemle kuş ve gemi resimleri yaptığım olurdu. Sınıfta harıltı gürültü, sopa ve tokat sesleri, çocuk
                   feryatları arasında tecvit, emsile, sarf-ı Osmanî gibi birbirinden tatlı dersler okunurken gözlerimi pencerenin bir
                   köşesinden karşıki minarenin tepesine uydurur, durmadan cumayı düşünürdüm. Hesap dersinde sınıfın en kötü
                   talebesi muhakkak bendim. Fakat cumaya kaç gün, kaç saat kaldığını arkadaşlarım arasında benim kadar iyi
                   bilen yoktu.
                D)   Nasılsınız benim okurum, iyi misiniz? Bilmem, sizi sıkıyor mu bu mektuplar? Ben hoşlanıyorum bunları yazmak-
                   tan, acı da olsa bir tat duyuyorum. Bir çırpıda çıkaramıyorum da ondan anlıyorum hoşlandığımı. Sevmesem
                   bunları saatlerce uğraşır mıyım her birinin üstünde? Aklına ne gelirse ondan açıyorsun, okuyanı ilgilendirir mi,
                   ilgilendirmez mi, düşünmek yok. “Bunları yazmak mı saatlerce uğraştırıyor seni?” diyeceksiniz. Kolay mı sanır-
                   sınız bunları söylemeyi? İçinizi olduğu gibi görüp göstermek isteyeceksiniz, bir yandan da “Ya inanmazlarsa bu
                   dediklerime? Ya inanırlar da benden tiksinirlerse? Bana gülerlerse?” diye korkacaksınız.





























                                                               7
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109