Page 220 - ATA YAYINCILIK 3. Sınıf Çıtır Çıtır Türkçe Çalışma Kitabım
P. 220

Okuma - Anlama                                        Ad Soyad : ........................................................
                                      MERAKLI İLE KAYGISIZ

             Bu hafta sonu annemle Kaygısızlara gittik. Büyükler her zaman olduğu gibi koyu bir

          sohbete daldılar. Bir ara Kaygısız'ın annesi elinde bir kova ile içeri girdi ve “Çocuklar arka
          bahçede meyve ağaçları var. Onlardan meyve koparıp yiyebilirsiniz. Gelirken de bu ko-
          vaları doldurabilir misiniz?'' dedi. “Yaşasın!” deyip koşarak bahçeye çıktık. Bahçede bir
          çok meyve ağacı vardı: elma, armut, üzüm... Büyük bir de incir ağacı vardı. Bal damlayan

          incirleri görünce dayanamayıp ağaca tırmanmaya başladım. “ Meraklı, dur biraz. Galiba
          ben çıkamayacağım.” diye seslenen Kaygısız’a “İncirleri toplayıp sana atayım. Sen de
          kovaya koyarsın.” dedim. Olgun incirlerden birini kopardım ve avuçlarını açmış bekleyen
          Kaygısız’a doğru yavaşça bıraktım. Kaygısız zıplayarak inciri tutmaya çalıştı. Peki, sizce

          ne oldu? Tabii ki Kaygısız tutamadı ve güzelim incir şap diye yere yapıştı. “Kaygısız! Zıp-
          lamana gerek yok.” diye bağırdım. Kaygısız “Tamam tamam, ilki sayılmaz.” dedi. Bir tane
          daha attım. Kaygısız avuçlarını iyi açmadığı için ikinci incir de ellerine çarpıp yere düştü.
          “Kaygısız, galiba sen bu incirleri  yakalayamacaksın. Kovayı getir de birlikte dolduralım.”

          dedim. Kaygısız zor da olsa ağaca tırmanmayı başardı. İlk topladıklarımızı yedik afiyetle.
          Bir yandan yiyor bir yandan da inceliyorduk incirleri. Kaygısız heyecanla sordu: “Meraklı,
          tepesine güç bela tırmandığımız koca incir ağacı, içindeki bu minicik çekirdekten mi mey-
          dana geldi?” "Evet, Kaygısız bu gerçekten bir mucize. Çekirdekler gerçekten çok küçük.”

          Sonra da olgun incirlerden bir kaç tane daha
          koparıp kovaya koyduk. Ulaşabildiğimiz dal-
          larda olgun incir kalmamıştı. En olgun incir-
          ler ağacın en ucunda, güneşi daha iyi gören

          dallarda olur. Fakat en uca herkes ulaşamaz.
          İncir ağaçlarının dalları çıt diye kırılıverir. Epey
          deneyimliyim yani...

             Kaygısız mı? Hiç sormayın günün şam-
          piyonu oydu. Neden mi? Kovayı ilk dolduran
          olduğu için tabii ki. "Benim incirlerim daha
          çok Kaygısız, ne haber?” diye  takılmak is-

          tedim. Ama Kaygısız hiç altta kalır mı?” İncir
          çekirdeğini  doldurmayacak  bir meseleden
          dolayı tartışmayalım Meraklı.'' diye  cevap

          verdi. Bugün unutulmaz bir gün geçirdik.
          Hem çok  eğlendik  hem en olgun incirlerin
          tadına baktık.
                                           Tuba DEVAM

                                    (Bilge Çocuk dergisi)


                                                       219
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225