Page 249 - 8. SINIF TÜRKÇE SORU BANKASI
P. 249
TEST
05
K 05
KONU DEĞERLENDİRMEONU DEĞERLENDİRME
1. 27 Ekim
Köy çocukları iyi bilirler, hele de eskiler. Çocukluğumda,
bana da diğer tüm çocuklar gibi, sadece kara lastik Günlüğe yeni başladım. Buna bugün karar verdim. Bu şe-
ayakkabılar alınırdı. İlkokul 4. sınıf öğrencisiydim. Babam kilde kendimi daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum. Ayrıca
bana sonsuz bir mutluluk yaşatmıştı. Aldığı hediyelerden ilerleyen yıllarda yazdıklarımı keyifle okuyabileceğimi
birisi de beyaz bir spor ayakkabıydı. O günkü mutlulu- düşünmek beni daha da motive ediyor. Hem yıllar önce
ğumu, belki de ömrüm boyunca hiç yaşamadım. başımdan geçen bir sürü unuttuğum olayı okumak fikri
beni gerçekten heyecanlandırıyor.
Bu iki metnin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisi değildir?
A) Kişisel hayatı konu edinmeleri B) Öznel yargılar içermeleri C) Yazılma zamanları D) Yalın bir dille oluşturulmaları
2. Uzaya gönderilen ilk uydulardan alınan verileri inceleyen Dünya’nın sanıldığı gibi tam bir küre biçiminde olmadığını fark
etmişlerdi. Yerküre Ekvator’da biraz daha geniş kutuplarda biraz basık bir küre biçimindedir. Ancak bu farklılığın çok
küçük olduğunu da belirtmek gerek. Öte yandan 90’lı yıllarda uydu araştırmalarında yeni yöntemler kullanılarak yapılan
ölçümlerde sözünü ettiğimiz farkın gittikçe azaldığı ve yerkürenin gittikçe daha küresel bir biçim aldığı da gözlenmişti.
Son buzul çağından sonra o dönemde kutupları kaplayan buz dağlarının erimesi kutuplar üzerindeki ağırlığın azalmasını
sağlamıştı. Böylece binlerce yıl basınç altında kaldıktan sonra kutup bölgeleri yerkürenin küreye daha çok benzeyeceği
biçimde değişmeye başladı. En azından 1998 yılına kadar. Çünkü araştırmacılara göre son dört yıldır bu durum tersine
değişmeye başladı.
Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır.
B) Bir makaleden alınmıştır.
C) Nesnel bilgiler içermektedir.
D) Sayısal veriler kullanılmıştır.
3. Aşağıdaki metin parçalarının hangisinde benzetmeye başvurulmuştur?
A) Nil, yüzyıllardır insanlarca gizem dolu, olağanüstü bir ırmak olarak algılanmıştır. Pek çok ırmağın tersine o, güneyden
kuzeye doğru akmaktadır. Eski Mısırlılar ve Yunanlılar, Nil’in aylarca yağmur yağmadığı halde neden yaz sonunda
taştığını bir türlü çözememişlerdir.
B) Yazarlık, insanda doğuştan var olan bir özellik değildir. Yazarlık denen dil işçiliğinde ustalık, ancak uzun çalışmalar
sonucu elde edilir. Bütün yazarların ilk dönemlerinde ortaya koydukları eserlerle sonrakileri karşılaştırdığımızda o dil
işçiliğinin hangi aşamalardan geçtiği kolayca anlaşılır
C) Sıradan ve orta halli yazarlar, üstün özellikli yapıtlar ortaya koymak için büyük, çarpıcı olaylardan yola çıkarak roman-
larını oluştururlar. Ancak gerçek yazarlar, basit bir olaydan bile yola çıksalar zengin düş dünyalarından yararlanarak
onu dört başı mamur bir yapıt haline getirebilirler.
D) En güç türlerden biri olan tarihi romanda yazar, sanatçı olmanın yanında bilim adamı ve düşünür olma özelliklerini
de taşımalıdır. Ayrıca milli tarihten alınmış bir konuyu seçen romancı, milletin kültür değerlerini ve millet olma bilincini
kendinde duyabilmelidir.
249